ÇOCUK
İnanmıyordu çünkü inanılmayacak kadar kalbini ağrıtmıştı okuduğu şey.Hava soğuktu ama o terlemeye başlamıştı.Tüm enerjisi bir anda sadece yaşayabilmeye odaklanmış belki oturmuyor olsa bayılabilirdi.Kalkmaya çalıştı ama başaramadı.Orada durmak istemiyordu ama kalkamıyordu da,elini eskimiş montunun cebine attı eldivenlerini çıkardı.Garip bir şekilde kafasından terler boşalmasına rağmen elleri çok üşüyordu.Eldivenleri aldı baktı biraz,onu ilk aldıkları zamanı düşündü,yaz günü almışlardı.Zaten her aldığı şeyi diğer mevsimler için alırdı çünkü böyle yaptığında gelecek mevsimi sevme ve adapte olma konusunda daha az zorluk çektiğine inanıyordu.Eldivenleri giydi eline ve üşümemeyi daha da garantiye alabilmek için ellerini montunun cebine koydu.Ellerinin üşümesi geçmişti terlemesi de biraz durmuş gibiydi.Nasıl olabilirdi hala inanamıyordu ve bundan sonra ne olacağı konusunda en ufak bir fikri yoktu.Etrafta da insan kalmamıştı bu karanlıkta ve soğukta kalbinin ağırlığıyla beraber oturuyorlardı.Gözlerini kapadı,vücudunun çeşitli yerlerindeki kalp atışlarını hissetti,başı da hafif zonkluyordu.Ellerini dizlerinin iki yanına banka dayadı parmaklarının ucuyla da bankın son tahtasını yarım kavradı.Ayaklarıyla yerdeki izmaritleri bir sağa bir sola ittiriyordu ama bunu yaptığının farkında değildi.Gözleri ayrı yerde,kafası ayrı yerde kalbiyse zaten vücudunca istenmeyen kişi olmuştu.Bir süre daha öyle kaldı sonra banka yaslandı ve sağ tarafında bir gölge fark etti.Gölge hareket etmiyordu önce köpek ya da daha başka bir şey olduğunu düşündü.Bu kadar karanlıkta dahi gölgesi olan bir şeyler varmış,karanlıktan karanlık kimseler.Belki bir tinerci falandır da gelir saplar bıçağı diye umut etmeye başladı.Ölmek ne de iyi giderdi bu kadar derdin üstüne,böyle yemeğini yemissin üstüne güzel bir tatlı olurdu ancak.Üşümesini de alırdı.Sonra dünyadan bir kişi eksilirdi.Nüfus planlamaları ve diğer zırvalar da belki daha bir düzene girerdi belki.Cenaze töreni falan düzenlenir belki ne de olsa babası hakim olan biri düzenlerlerdi herhalde.O törende çiçekçiler ve cenaze kalabalığına mendil satmaya çalışan çocuklar ve camii kapısı önünde elinde kundakta çocuğuyla bir dilenci evine ekmek götürebilirdi o günlüğüne hatta mezarlıkta su satan çocukta kendine şeker falan alırdı.Gerçekten düşündüğünde ölmesiyle hayatı boyunca yapmadığı iyilikleri yapma fırsatı bulabilirdi,keşke insanın bir kaç ölme hakkı olsa da iyilik yapacak dermanı olmadığında ölüverse bir köşede.Sonra düşündü belki dar bölge ölüm sistemine geçilse bu ölümler vatandaşın refahı için daha hayırlı bir hale dönüşebilirdi.Bir muhitten halkın oylarıyla ki bu oylar kesinlikle gizli bir şekilde YSKnın kriterleri doğrultusunda gerçekleşmeli ve seçilen şanslı mı şanslı kadirşinas abimiz ya da ablamız toplumsal menfaatler doğrultusunda öğlen namazına müteakip mahallenin en geniş avlulu camisinde bilhassa da çiçekçiler,mendil satan çocuklar ve kapıda dilenen vatandaşımızın menfaatleri doğrultusunda namazı kılınır ardından da mezarlıkta su satan kardeşimizin çıkarları için gömülürdü.Bu düşüncelerin arasından koşarak uzaklaştı ve kafasını gölgeye doğru çevirdi.Bir çocuk,üstünde eski de yeni de olmayan kıyafetler yaşı en fazla on iki bilemedin on üçtü.Onu fark etmemiş olacak ki rahatça gelip ağaca yaslanmış ve hatta uyumayı bile başarmıştı.Bu soğukta da nasıl başardı bunu bilemedi sonra çocuğun ölmüş olabileceğinden korktu ve son üç saatte yaşadıklarını dikkate aldığımızda ondan kesinlikle beklenmeyecek bir hız ve çeviklikle kalktı ve çocuğun yanına gitti.Çocuğun üstü çok kalın değildi,bu havada daha fazla uyursa sabaha toplumsal menfaatler kanununca bir ölüm gerçekleşmiş olabilirdi ama bu çocuğun ölümüne ne cemaat gelirdi ne de çiçek gönderirlerdi bu yüzden uyandırmalıydı onu.Çocuğu sarstı önce "genç" diyerek,sonra çocuk hafiften sayıklamaya başladı ama ne dediği anlaşılmıyordu.Yanakları kıpkırmızıydı,onu daha iyi duyabilmek için kulağını ağzına yanaştırdı biraz yaklaştırmasına rağmen bir sıcaklık hissetti.Sonra anlına elini koydu ama o da ne,çocuk havanın bu soğukluğuna inat güneşi yutmuştu sanki.Hastaneye yetiştirilmesi gerektiğini düşündü etrafına baktı kimse yoktu.Telefonunu çıkardı önce kaçtı bu numara diye düşündü ve sonra hatırlayıp aradı adresi de bilmiyordu ama üstünkörü tarif etti,çocuğu kucağına alıp yol kenarına gitti ambulansı beklemeye başladı.Çocuk "Zehra" diye sayıklanıyordu bir anlam veremedi önce.Ama çocuk çok sıcaktı korkuyordu çocuğa bir şey olmasından.Acaba nasıl bir hikayesi vardı bu kış günü bu ağacın altında bu kıyafetlerle uyutacak.On saniye de bir ateşini kontrol ediyordu çocuğun çok korkmuştu ve ambulansı beklemeye devam etti..
1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder